Translate
16 Eylül 2016 Cuma
Yine yeni bir macerayla selamlıyorum sizi sevgili bloggerlar !
Türkiye'ye dönüşümüzün ardından okul döneminde başvurmuş olduğum Nesin Matematik Köyü'ne gitmek için can atıyordum. Bu yaz evde vakit geçirmeye pek hevesli değilim anlaşılan. Kendimi zorla kabul ettirmiş olduğum bu güzel yer bana, unutmamın imkansız olduğu anılar ve güzelliklerle dolu olan koskocaman 2 hafta sundu. Tanımış olduğum onca güzel insan, onca güzel öğretmenler; musmutlu bir köy, musmutlu dakikalarla geçirdim bu 2 haftayı.
Köyde liseliler için günlük ders saati 8. Elbette ki bolca bir zaman. Fakat derslerde gördüğümüz matematik ile köyde gördüğümüz matematik arasındaki fark epey fazla. Anlatmak istediğim köyde bize öğretilen, okulda 1.sınıftan itibaren ezberletilmiş olan 2+2=4 işleminin ne anlama geldiğidir. Pazar günü ailem beni köye bıraktığında çadırıma yerleşip buranın internette anlatıldığı kadar sevilecek bir yer olduğunu düşünmemiştim. Aradan 1 saat geçti geçmedi. Çadır arkadaşım geldi çadıra. Ecem'le tanıştık. Beni de sınıf arkadaşı İlay ve İlay'ın çadır arkadaşı Eda ile tanıştırdı. İşte köyde geçirdiğim güzel zamanlar bu dakikalarda başladı.
Akşam 21.00 da amfide toplantı olduğu duyurulmuştu. Her yer dolmuş, ben de geçiyorum köşede bir yere. Toplantı sonunda görev gruplarına ayrılıyoruz. 19 grubun içinden 18. seçilmiş bulunuyorum hem de Ecem ile birlikte! Grup abimiz olan Mert abi, grip olduğu için grup abimizin değişebileceğini söylüyor bize. Whatsapp grubu kurup ayrılıyoruz.
Ertesi sabah yüzlerce çadırın kurmuş olduğu sayısız alarmla başladık güne. 7'de kalkıp
hazırlandık bol kepçeye gittik, kahvaltı yaptık hep birlikte. Burada yok yok. Reçel var tahin var tereyağı var çökelek var 3 çeşit peynir domates salatalık yumurta salça... Bir de epeyce kedi.
İlk dersimiz saat 8'de başlıyor Ali Nesin ile. Soyut cebir denen bir konu işliyoruz. Bir hayli zorlayıcı, bir hayli şaşırtıcı. Her öğretmenle 2 saatlik ders süremiz var.Ali hocadan sonra Özlem hoca geliyor derse. Saat 12 der demez ciddikepçe'ye atıyoruz kendimizi.
4 saatlik bir boşluğumuz var her öğle arası. Bugünki vaktimizi dinlenmeye ayırıyoruz. Çadırlara
geçip uyukluyoruz biraz.
Şimdiki dersimiz Kübra hocayla. Hepimiz çok sevdik Kübra hocayı, çok içten bir insan. Dersi de diğerlerine göre daha eğlenceli geçiyor benim için. Ne zaman bitti anlayamıyorum. Kısa bir aradan sonra çizgeler dersi için Salih hoca sınıfa geliyor. Terliklerini masanın kenarına bırakıp, hızını alamayıp heyecanla zıplayarak anlatıyor dersi.
Ciddikepçe Bolkepçeye oranla daha sakin olduğundan akşam yemeğimizi de burada yiyoruz. Eda vejeteryan olduğundan onun aşçıyla konuşup sebze yemeği istemesi gerekiyor. Bu günlük
geçiştiriyoruz. Akşamları yapılabilecek onca şey var. Fakat bu akşam Ali Nesin fazladan etüt koymuş bize. Biz de kütüphanede vakit geçiriyoruz biraz. Etüt bitiminde de muhabbet sohbet geçiriyoruz akşamımızı. Gece 12 de çadır ablalarımız kontrole geldiği için çadıra gitmemiz gerekiyor. İlk günden geç kalıyoruz 10 dakika. Pek anlayışlı çıkıyor Beste Abla. Bir daha geç kalmamaya söz verince içi rahat ayrılıyor yanımızdan.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder